NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ يُونُسَ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
قَالَا
أَخْبَرَنَا
مَالِكٌ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْفَضْلِ
عَنْ نَافِعِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْأَيِّمُ
أَحَقُّ
بِنَفْسِهَا
مِنْ
وَلِيِّهَا
وَالْبِكْرُ
تُسْتَأْذَنُ
فِي
نَفْسِهَا
وَإِذْنُهَا
صُمَاتُهَا
وَهَذَا
لَفْظُ
الْقَعْنَبِيِّ
İbn Abbas (r.a.)'dan;
demiştir ki: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle) buyurdu: "Dul,
kendisine velisinden daha maliktir. Bekar’ın da kendisi hakkında izni alınır.
Onun izni susmasıdır."
Diğer tahric: Müslim,
nikah; Tirmizî, nikah; İbn Mace, nikah (1870); Darimi, nikah; Muvatta, nikah;
Ahmed b. Hanbel, I, 219, 242, 274, 345, 355, 362.
AÇIKLAMA:
Bu lafızlar (Abdullah
b. Mesleme) Ka'nebî'nin rivayetine aittir.
Burada "dul
kadın" sözünden maksat bekâretini
kaybetmiş ve kocası olmayan kadındır. Hafız îbn Hacer'in tabiriyle ölüm veya
talak sebebiyle kocasından ayrılmış kadındır ki, zıddı bakire kızdır. Bu mânâda
dul kadın kendi evlenmesi konusunda velîsinden daha fazla söz ve yetki
sahibidir. Şöyle ki velisi dul kadını kendi dengi olan birisiyle evlendirmek
istediğinde kadın bunu kabul etmek istemese, velisi kadım evlendirmek için ona
baskı yapamaz, buna hakkı yoktur. Eğer bir dul kadın, kendi dengi olan
birisiyle evlenmek isterde velisi bunu kabul etmezse bu nikaha engel olmaması
için veliye baskı yapmak caizdir. Eğer veli bu fikrinde ısrar edecek olursa,
kadı, velilik hakkını üzerne alarak kadının arzu ettiği nikahı kıyar.